27 Eylül 2013 Cuma

İlk uzun yol / Ankara

Anne olmanın bazen nasıl da kabus olabileceğini anlatan bir yazıyla karşınızdayım.

6 Nisan 2013' te Boran' ın kuzeni Kutal ve nişanlısı Bengi' nin düğünü için Ankara' ya yola çıktık. Açıkçası uzun yol ile ilgili endişelerim vardı ama çok rahat geçti. Zaten Arda büyük bölümünde uyudu, uyumadığı zaman da o dönem favori hareketlerinden biri olan "ayağını kemirme" modunda takıldı :)

Düğünün yapılacağı otele vardığımızda henüz öğle saatleriydi. Dolayısıyla dinlenmek, Arda' yı uyutmak, yedirmek ve hazırlanmak gibi işlemler için bolca vakit vardı.

Yalnız öncelikle şunu anlatmam lazım ki, ben bu düğün için çok zor kıyafet buldum. Çünkü evdeki mevcut elbiselerim özellikle göğüs kısmından dolayı bana olmuyordu. Arda ile ilgilenmem gerekeceği için ayaklarıma dolanacak uzun bir elbise giymek istemedim. Hem kısa, hem de bana olabilecek çok az seçenek arasından bir tercih yapmak zorunda kaldım. Buraya kadar her şey normal..

İstanbul' dan gidip otelde kalacak tüm kadınlar olarak otelin kuaföründe saç-baş işlerini halletmemiz gerekiyordu. Ben de Arda ile odada kalmak durumunda olduğum için herkesin işi bittikten sonra hazırlanmak istedim. Sonra odada kuaföre inmek için beklerken, Boran' ın kuzenleri hazırlanmış şekilde kapımızı çaldılar. Ve ta ta taaaammm. Ecenur' un üzerinde benim elbisem.. Evet, yanlış okumadınız, o kadar tercih arasında gidip aynı kıyafeti almışız. Yanımda yedek bir elbise yoktu, olması gerekiyormuş, o noktada bu dersi aldım zaten :) Ecenur' un yanında da yokmuş. Şu an bakınca o an için fazlaca yıkılıp üzüldüğümü düşünüyorum. Belki şimdi olsa, ya da o gecenin nasıl geçeceğini önceden bilsem umurumda bile olmazdı, ama o an öyle olmadı.

Eğer bebekli bir kadınsanız her şeyi en ince noktasına kadar düşünmeniz yetmiyor, etrafınızdaki insanların da sizi bir şekilde düşünüp anlamasını bekliyorsunuz. Benim ilgilenmem gereken bir bebeğim vardı, henüz kuaföre inmemiştim ve zaten üzerime zar zor olan bir elbiseyi ancak bulabilmiştim. Bu durumda şöyle bir teklif bekledim "tamam o zaman, ben gidip başka bir şeyler bakınayım". Ama bu teklif gelmeyince o halimle ben bu işe kalkıştım. Boran' la çıkıp Ankara' da elbise arayışına geçtik ve normalde o kadar da beğenmeyeceğim bir elbiseyi çaresizlikten aldım. Zaten bütün enerjim ve moralim çoktan -1500 civarına inmişti :) Sonra kuaföre döndüm ve Arda' yı giydirilmek ve oyalanmak üzerine Boran' a teslim ettim. Yaklaşık 1,5 saat Arda benden ayrı kaldı o sıra. Artık makyajımı sonlandırırken (bu arada nikah saati çoktan kaçmıştı) Gülten Anne kucağında çığlık çığlığa ağlayan Arda'yla odaya geldi. Benden ayrı kalınca delirdiği yetmemiş, kalabalık ve gürültülü ortama girince iyice çıldırmış, ortalığı inletmeye başlamış.

İşin garip tarafı beni görünce de tamamen sakinleşmedi. Hemen alıp emzirmeye başladım ama hem emiyor hem de için için ağlıyordu. O kadar üzülmüştü ki, onu o halde görünce elbiseyi filan ne kadar gereksiz yere kafama taktığımı düşündüm. Bir ara sakinleşir gibi olunca birlikte tekrar düğünün yapıldığı salona geçtik ama ben yanında olmama rağmen özellikle gürültü sebebiyle çok ağlayınca çaresiz Kutal ve Bengi' yi tebrik ederek odama geri döndüm. Arda' yı sakinleştirip uyuttum ve bütün gece de odada onunla kaldım. Evet, bunu da yanlış okumadınız, elbise, saç, makyaj, hepsi sadece 2 dk. düğünde görünmek içinmiş :) Boran sık sık yanıma uğradı, bana yemek filan getirdi :) Baya tutsak gibiydim yani.. Bir yandan ben orada beklerken onun eğleniyor olmasına bozulsam da, diğer taraftan kuzeninin düğünü, o bari keyfini çıkarsın diyordum.. Anne olmamdan itibaren geçen 6 aylık zamanda, en kötü anımı yaşamıştım artık..



Düğünden elimizde kalan tek fotoğraf yandaki. Onda da görüldüğü üzere, biz ne kadar gülsek de Arda benim kucağımda çıldırmış bir şekilde ağlıyor.


Ankara seyahatinin benim için tek güzel tarafı Anıtkabir ziyareti oldu. Böylece daha karnımdayken Çanakkale' yi gezip o havayı soluyan Arda, 6 aylıkken de Ata'sının huzuruna çıkmış oldu.






















Bu arada İstanbul' a döndükten sonra ilk iş olarak, her iki elbiseyi de iade edip yerine bir sürü kıyafet aldım :) Böyle de hırs yaparım bazen işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder