14 Mayıs 2015 Perşembe

2,5 :)

Başlık 2,5 olsa da aslında Arda artık 2,5 yaşını da 1 ay devirmiş durumda. 5 ay sonra 3 yaşını bitirecek, gerçekten inanamıyorum..

Bu aralar gündemimizde olan bir kaç konuya değineceğim.

Kreş seçimi : Malum artık erken kayıt bilmemne davaları sebebiyle şu sıralar önümüzdeki dönem için kreşler / yuvalar sınıflarını oluşturuyor. Benim bu konudaki seçimim tamamen Arda'nın tam gün değil de yarım gün ile başlaması yönünde olduğu için fazla düşünmeden site içindeki Bahçeşehir Koleji'nin kreşinde karar kıldım. Aslında şirketin yanında Kampüs Kreş var ve inanılmaz iyi bir yer ancak yarım gün seçeneği yok. Yani istersen yarım gün gönderebiliyorsun ama maddi anlamda  bir fark yok. Zaten öyle bir dolu ki, şu an gitsem sanırım Arda'ya yer bulamam.. Şimdilik haftada 2 gün zaten site içindeki okulda oyun grubuna gidiyor. Yarım gün ile oraya devam etsin, sonraki sene tam gün bu tarafa veririm diye düşünüyorum, bakalım..














Beslenme değişimi : Arda artık eskisine göre az da olsa daha iştahlı bir çocuk. Ancak şimdi de artık daha normal yemeklere geçme derdimiz var. Ben artık istiyorum ki evde pişen herşeyi yiyebilsin. Ne bileyim mesela kuru fasülye yesin. Ama onun durumu yine karışık sebze yemeği, şehriye çorbası, pilav & makarna, köfte, et, patates kızartması şeklinde gidiyor. Kahvaltı hala karışım ve gece muhallebisine de devam.. Geçen hafta Nilgün Hanım'a 2,5 yaş kontrolüne gittik ve artık kesinlikle normal kahvaltıya geçmemiz gerektiğini söyledi. Tost, omlet, menemen filan yiyecekmiş. Ah keşke.. Aslında haşlanmış yumurtayı yiyor, peynir de yiyor, pekmez ve balı kaşıkla yiyor ama gelgelelim ekmek yemiyor, süt içmiyor ve dolayısıyla kahvaltı tamamlanmamış oluyor benim gözümde. Hepsini karıştırıp vermek bana da kolay geliyor açıkçası..

Süt alerjisi bitti mi? : Bu bizde hala bir muamma.. Gerçi artık çok şükür keçi sütü veriyoruz, pirinç sütünü tamamen bıraktık. Keçi sütünden yoğurt, keçi peyniri de tamam. Ancak mesela yoğurdu biraz fazla yese hala ağır geliyor, gaz yapıyor veya kaka sayısı artıyor, yapısı değişiyor, vs.. Dolayısıyla tam olarak geçmedi ama hafiflediği kesin..

Tuvalet eğitimi : Nilgün Hanım artık bu işe girmemiz gerektiğini söyledi ama açıkçası ben hiç hazır değilim :) Elbette istiyorum artık bez derdimiz bitsin, bu işten de sıyrılalım ama bir yandan da henüz cesaretim yok bu süreçle uğraşmaya.. Yine de söz dinledim Arda'ya güzel çamaşırlar aldım. Bir de tuvalet adaptörü.. (Söz konusu alışveriş olunca her türlüsünü seviyorum:)) Nilgün Hanım "lazımlık ve alıştırma külodu istemiyoruz" dedi. Henüz başlangıç yapmadık, biraz daha yaz gelsin modundayım nedense :))
2 yaş krizleri : Biz bu süreci hafif sıyrıklarla atlattık sanıyorduk ama nedense son 2 aydır geçti dediğimiz şey daha fena vurdu. Arda kendini yerlere atıp ağlama, yalandan ağlama, inatlaşma, kızınca bana vurma, kapıları çarpma, eline aldığı her şeyi fırlatma, kafasını yere vurma gibi çeşitli davranışlarla kendine ve bize bu cehennemi fazlasıyla yaşatıyor.. Sabırla geçmesini bekliyoruz, ben gerçi daha sabırsız bir varlığa dönüştüm orası kesin, zaman zaman öfkemi kontrol edemeyip bağırıp çağırıyorum ama çoğunlukla yapmaya çalıştığım şey normal davranmak. Bazen yok sayıyorum, bırakıyorum öfkesi dinsin diye bekliyorum ama zamandan başka çare yok bunu anladım. Boran benden bir nebze daha tahammüllü ve sabırlı. O da kendince bir çözüm bulmuş, ağlarken Arda'nın videosunu çekiyor, sonra da açıyor o videoyu koyuyor önüne. Arda kendi sesini duyunca birden susup kendini ağlarken izlemeye başlıyor, çok saçma ama işe yarıyor :)
 
Sevgi gösterisi, bağımlılık, aşırı şiddetli sevme : Bu duruma tam olarak ne ad vereceğimi bilemiyorum. Ama Arda özellikle beni ve anannesini severken histerik hareketler sergiliyor. Korkunç derecede saç hastalığı var zaten, sürekli saçımla oynamak, çekmek, hatta saçlarımı ısırmak (!) istiyor. Yani saç ısırmak nedir, nasıl bir saçmalıktır bilemiyorum. :) Vuruyor, ısırıyor, çok sıkı sarılıyor, "böyle değil, cici yap, anne cici de, yavaş sev" dediğimizde biraz öyle yumuşak takılıyor ama sonra yine aynı. Ne kadar "canım yanıyor oğlum, yapma" desem de vazgeçmiyor. Bir de aşırı bağımlı, hala tuvalete girdiğimde, duştayken bile rahat yok. Sürekli peşimde, sürekli benimle olmak istiyor. Gece benimle uyumak istiyor, uyandığında yine yanımıza geliyor ve bana sarılıp uyuyor. Öyle ki bazen derin uykuya geçmeden arkamı bile dönemiyorum, yüzümü tutup kendisine çeviriyor :) Boran ile böyle değil ama benimle ilgili fazla bir durum söz konusu. Bazen güzel ama çoğunlukla aşırı olduğu için sıkıcı.. Bazen diyorum ki, "beni böyle alıştırma, bir gün gelecek kendini odana kapatacaksın, sevgini göstermeyeceksin, o zaman sudan çıkmış balığa döneceğim" :)) Bu arada bu mevzu kafamı çok kurcaladığı için -çünkü ben başka bir çocuk görmedim Arda gibi aşırı şiddetli sevgi gösteren- Nilgün Hanım'a danıştım, belki pedagoga gitmek gerekir, vs diye. O da bana 3 yaşa kadar normal olduğunu, yuvaya gidince değişeceğini, eğer sonrasında devam ederse o zaman pedagogdan destek alabileceğimizi söyledi.
 
Konuşma : Arda artık tam olarak herşeyi anlatabiliyor aslında. Ama anlaşılır ve net değil cümleleri. Biz biraz çözmeye başladığımız için ne demek istediğini anlıyoruz ama çoğunlukla kendi kendine anlamsız sesler çıkarıyormuş gibi görünüyor başkalarına. Yine de konuşma, iletişim kurma aşaması gerçekten çok başka bir şeymiş, bunu gün geçtikçe çok daha iyi anlıyoruz. Bir anda bir şey söylüyor, "onu ne ara öğrendi, nereden duydu, nasıl böyle söyleyebildi" derken sanki çocuk atomu moleküllerine ayırmış gibi dahi muamelesi yapıyorum :)
Ve tabi ki ikinci çocuk olayı : Bundan yaklaşık 5 ay önce Aslım bebeğim, birannekuzusu.com adlı kendi sitesinde bu konuda bir yazımı yayınlanmıştı. Merak edenler buraya tıklayarak okuyabilir.. Şimdi bakıyorum da 5 ay önce gerçekten ikilemmiş benim için bu durum. Ancak şu anda hiç de öyle değil. "Kesinlikle istemiyorum, asla sıcak bakmıyorum" diyebiliyorum artık. Çocuk evet çok güzel, annelik muhteşem bir his kesinlikle, ama zor.. çok zor.. Her anlamda şu an 2. bir çocuğu hayatımıza dahil etme fikri neredeyse tamamen aklımdan çıkmış durumda. Buna karşın annem çok sıkıştırıyor, babam öyle.. Hemen hemen herkeste bir "kardeş şart" durumu.. Boran bile istiyor, inanamıyorum çünkü önceden de o hiç sıcak bakmazdı. "Bir kızımız olacak biliyorum" diye işlemeye çalışıyor beni :) Bilmiyorum, belki bir 5 ay sonra yine fikrim değişir, hayat bu, ama şu an buradan da duyurmuş olayım tüm soranlara, hayır, 2. çocuk düşünmüyorum..